Sosyal devlet anlayışı çerçevesinde ülkemizde bazı yasalar ve düzenlemeler söz konusu olmaktadır. Bunlardan birisi de 2330 sayılı nakdi tazminat ve aylık bağlanması ile ilgili kanun olmaktadır. Bu kanunda kapsam oldukça geniş tutulmuş olup görevini yerine getirirken tehlikeli hallerle karşılaşabilen kamu görevlileri olarak genelini ifade edebiliriz. Bu kapsamdan faydalanabilen özel meslek grupları mensupları için yaşam standartlarını korumak ve mali güvenliklerini artırmak amaç edinmektedir. Bireylerin belirli bir zarara uğraması halinde bu zarar nedeniyle oluşan mağduriyetin giderilebilmesi amacıyla ödenen maddi desteği ifade etmektedir. Özellikle iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu mağdur olan kimseler için hayati önem arz etmektedir. Bu maddi destek kişinin hayatında maddi anlamda ciddi bir yer edinip sosyal adaletin sağlanması bakımından kritik öneme sahiptir. Hukuki olarak 2330 sayılı kanunda belirtilen ayık bağlanması nakdi tazminat alan kimseler için düzenli olarak mai destek almasını sağlamakla birlikte yaşam standartlarını sürdürebilmelerine uygun zemin oluşturmaktadır. Kanun güvence altına alınan bu hak, bireylerin yaşamlarını idame ettirebilmeleri açısından kritik bir önem arz etmektedir. Aylık bağlanmış olması kişilerin yasal olarak talep ettikleri tazminatın düzenli bir şekilde yapılmasını sağlamaktadır.
2330 sayılı nakdi tazminat ve aylık bağlanması ilk olarak 1959 yılında sosyal güvenlik reformunun bir bölümün olarak kabul görmüştür. Zaman içerisinde sosyal güvenlik standartları çerçevesinde güncel ihtiyaçları karşılayabilmek adına gerekli düzenlemeler yapılarak günümüze kadar gelmiştir. Bu haktan yararlanmak isteyen kimseler için birtakım yürütmeleri gereken prosedürler ve başvuru süreci bulunmaktadır. Hak sahipleri başvuru sürecinin sağlıklı ve istenildiği gibi sonuçlanabilmesi için gerekli evrakları tam olarak hazırlayarak sunmalıdır. Bu evraklara baktığımızda aralarında kimlik, hastane raporları, iş yerinden alınacak belgeler gibi kolaylıkla hazırlanabilecek evraklar olduğunu görmekteyiz. Mensubiyet gereği söz konusu evrakların ve belgelerin ilgili kuruma verilmesi ve orayla iletişim halinde olması önemlidir. Nakdi tazminat miktarının ne kadar olacağı ile ilgili olarak yasalarla belirtilmiş birtakım çizgiler bulunmaktadır. Bu çizgiler aralığında söz konusu belgeler ve raporlara göre ilgili hesaplamalar yapılabilmektedir. Bu noktada kişinin sosyal güvenlik primleri, çalışma süresi ve raporları gibi unsurlar dikkate alınmaktadır. Bunun yanı sıra hanenin ekonomik koşulları ve enflasyon gibi haller de söz konusu nakdi yardımın belirlenmesinde etken rol oynamaktadır. Detaylı bilgi için web sayfamızda yer alan telefon numaraları ve whatsapp hattı üzerinden uzman avukatlarımıza ulaşabilirsiniz.
2330 sayılı nakdi tazminat ve aylık bağlanması şartlarına baktığımızda ilk olarak göze çarpan nokta sağlık raporunun olması ve belirli bir süre sigortalı olarak çalışmış olması gerekmektedir. Bireylerin haklarından tam olarak yararlanabilmesi için bu koşulların yanı sıra ilgili tüm koşulların da gerçekleştirilmiş olması oldukça önemlidir. Bu noktada günümüzde birtakım sorunların yaşandığını görmekteyiz. Söz konusu problemler ilgili kanunun yürütülmesi noktasında zaman zaman aksaklıklar yaşanmasına sebep olabilmektedir. Bu noktada söz konusu süreçlerin ve sorunların sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşturulabilmesi için kamuoyunun talepleri ve beklentileri doğrultusunda zaman zaman gerekli güncellemeler getirilmektedir. Son dönemlerde bu noktada iyileştirmeler ve kamuoyunun talepleri çerçevesinde gerçekleştirilen güncellemeler ile beklentiler karşılanmaya çalışılmaktadır. Bu durum sosyal devlet anlayışı çerçevesinde son derece önemli olup bireylerin haklarının iyileştirilmesi ve onlar ulaştırılmasını sağlamaktadır. Aynı zamanda haklarını aramak ve savunmak bakımından da büyük önem arz etmektedir. İlgili süreçlerin daha şeffaf ve erişilebilir hale getirilmesi toplumun tüm kesimleri tarafından oldukça faydalı sonuçlar vermektedir. Bu noktada nakdi tazminat ve aylık bağlanması kavramları yakın olarak görülse de birbirlerinden oldukça farkı koşullar ve sonuçlar içermektedir. Bu nedenle iki farklı olgunun şeffaf bir şekilde ele alınması ve erişilebilir olması herkes tarafından memnuniyetle karşılanacaktır.
2330 sayılı kanun kapsamında gaziler ve şehit yakınları için nakdi tazminat ve aylık bağlanması uygulaması yasal olarak belirlenmiş bulunmaktadır. Bu kanun kapsamında belirlenen koşulların sağlanmış olması halinde aylık veya tek seferlik tazminat söz konusu olmaktadır. 3 Kasım 1980 yılında kabul edilen bu yasa ile terörle mücadele veya güvenlik hizmetlerinde (jandarma, asker, polis vb.) görevi başında iken yaralanan, sakat kalan veya hayatını kaybeden kimseler ve yakınlarına sağlanan sosyal güvenlik ve mali haklar belirlenmiştir. Bu hakların söz konusu olabilmesi için;
- Terörle mücadele, güvenlik hizmetleri veya doğal afet sırasında yaşananlardan ötürü zarar görme,
- Görev esnasında veya olaydan kaynaklı olarak sonradan malul duruma gelme,
- Görev esnasında veya olaydan kaynaklı olarak sonradan şehit olma.
Söz konusu haller görevi başında iken gerçekleşen bir olay ve o olaya bağlı olarak sonradan meydana gelen şehitlik ve gazilik unvanları için meydana gelmiş olmaktadır. Bu durumlarda şehit yakınlarına ve gazilere nakdi tazminat ve aylık bağlanması gibi durumlar söz konusu olmaktadır. Gerekli evrakların hazırlanarak başvuru yapılması sonrasında Nakdi Tazminat Komisyonu tarafından gerekli incelemeler yapılmaktadır. İnceleme sonucunda komisyonun kararına göre başvurunun kabul edilmesi ile nakdi tazminat ve aylık bağlanması talepleri gerçekleştirilir. Başvurunun reddedilmesi halinde ise idare mahkemesine dava açılarak reddine itiraz yolu açıktır. Detaylı bilgi almak için web sayfamızda yer alan iletişim bölümü üzerinden hukuk büromuza ulaşabilirsiniz.