İş kazaları, çalışanların iş yerinde veya işin yürütümü sırasında uğradıkları ani ve dış etkili olaylardır. Bu tür kazalar sadece bedensel zararlarla sınırlı kalmaz; aynı zamanda ciddi hukuki süreçleri de beraberinde getirir. Türkiye’de iş kazalarıyla ilgili bildirim, delil toplama, dava açma ve zaman aşımı süreleri 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre düzenlenmiştir.
Bu nedenle, iş kazası geçiren bir çalışanın veya yakınlarının iş kazası bildirim sürecini, hukuki haklarını ve zaman aşımı sürelerini çok iyi bilmesi gerekir.
Bir iş kazasının ardından izlenmesi gereken süreç üç temel aşamadan oluşur:
1. Kazanın derhal işverene ve SGK’ya bildirilmesi,
2. Olayın hukuki delillerle belgelenmesi,
3. Tazminat veya ceza davalarının açılması.
Bu üç aşama, hem mağdurun haklarını korumak hem de işverenin yasal yükümlülüklerini yerine getirmesi açısından büyük önem taşır.

İş kazası meydana geldiğinde en kritik adım, kazanın belgelendirilmesidir. Hukuki süreçte kazanın gerçekten iş kazası sayılabilmesi, olayın resmi belgelerle kanıtlanmasına bağlıdır. Bu nedenle kazadan hemen sonra aşağıdaki adımların titizlikle yerine getirilmesi gerekir:
1. İş Kazası Bildirim Formu Düzenlenmesi
İşveren, kazayı en geç 3 iş günü içinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) bildirmekle yükümlüdür. Bildirim “İş Kazası ve Meslek Hastalığı Bildirim Formu” ile e-Devlet üzerinden ya da SGK’nın resmi sistemleri aracılığıyla yapılır. Bildirim yapılmazsa işveren hem idari para cezası ile hem de ilerleyen süreçte tazminat yükümlülükleriyle karşılaşabilir.
2. Hastane Raporları ve Sağlık Belgeleri
Kazadan sonra çalışanın gittiği sağlık kuruluşunda düzenlenen ilk müdahale raporu, epikriz ve iş göremezlik raporları, hukuki delil niteliği taşır. Bu belgeler, kazanın oluş şekli, yaralanma derecesi ve iyileşme süresine ilişkin önemli bilgiler içerir. Özellikle “iş kazası sonucu yaralanma” ibaresinin raporda yer alması, SGK’nın olayı iş kazası olarak tanıması açısından hayati öneme sahiptir.
3. Tanık Beyanları ve Olay Yeri Tutanakları
Kaza anında orada bulunan çalışanların ifadeleri, olayın nasıl meydana geldiğini kanıtlayan önemli delillerdendir. Olay yeri tutanağı, mümkünse iş güvenliği uzmanı veya amir eşliğinde hazırlanmalıdır. Kamera kayıtları, fotoğraflar ve diğer görsel materyaller de mahkemede güçlü kanıt olarak kullanılabilir.
4. Kolluk Kuvveti Raporları
Ağır yaralanma veya ölümle sonuçlanan iş kazalarında, polis veya jandarma tarafından tutulan tutanaklar sürecin en önemli delil kaynaklarından biridir. Bu belgeler hem savcılık soruşturmasında hem de tazminat davasında değerlendirilir.
5. SGK Müfettiş Raporu
SGK, bildirilen iş kazası sonrasında iş müfettişleri aracılığıyla olay yerinde inceleme yapar. Müfettiş raporu, kusur oranlarını belirler. Bu oranlar, açılacak tazminat davasının maddi boyutunu doğrudan etkiler.
Örneğin, işverenin %70 kusurlu bulunması halinde, çalışanın uğradığı zararların büyük kısmı işverenden talep edilebilir.
İş kazaları hakkında detaylı bilgi ve hukuki destek almak için web sitemizde yer alan telefon numaraları ya da whatsapp hattımız üzerinden uzman avukatlarımıza ulaşabilirsiniz.
Bir iş kazasının ardından hem ceza hem de tazminat boyutunda iki temel dava türü gündeme gelir. Bu davaların amacı, mağdurun uğradığı zararların giderilmesi ve sorumluların hukuki yaptırımlarla karşılaşmasıdır.
1. Maddi ve Manevi Tazminat Davaları
İş kazası sonucunda yaralanan çalışan, işverene karşı maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Maddi tazminat, kazadan dolayı kaybedilen gelir, tedavi masrafları ve sürekli iş göremezlik oranına göre hesaplanır.
Manevi tazminat ise, yaşanan acı, elem ve psikolojik travma için talep edilir. Bu davalarda mahkemeler, genellikle kusur oranı, çalışanın yaşı, gelir düzeyi ve yaralanmanın kalıcı etkisi gibi unsurları dikkate alır.
2. Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
Eğer iş kazası ölümle sonuçlanmışsa, vefat eden çalışanın aile bireyleri “destekten yoksun kalma tazminatı” talep edebilir. Bu tazminat, ölen kişinin sağlığında ailesine sağladığı ekonomik desteğin karşılığıdır.
Eş, çocuklar ve bazen anne-baba bu davayı açabilir. Dava hem işverene hem de varsa alt yükleniciye yöneltilebilir.
Konu ile ilgili olarak "İş Kazası tazminat Davası" başlıklı makalemizi de inceleyebilirsiniz.
3. Ceza Davaları
İş kazasında işverenin ihmali, gerekli iş güvenliği önlemlerini almaması veya çalışanı riskli koşullarda çalıştırması gibi durumlar varsa, Cumhuriyet Savcılığı olayı resen soruşturur. Bu durumda işveren hakkında “taksirle yaralama” veya “taksirle ölüme sebebiyet verme” suçlarından ceza davası açılabilir. Ceza davası sonuçları, tazminat davasına da delil oluşturabilir.
4. SGK Tarafından Açılan Rücu Davaları
SGK, iş kazası geçiren çalışana yaptığı ödemeleri (örneğin sürekli iş göremezlik geliri, tedavi masrafları vb.) kusurlu işverene rücu davası ile geri isteyebilir. Bu da işverenin sorumluluğunu artıran ayrı bir hukuki süreçtir.
5. Sigorta Şirketine Karşı Davalar
Eğer işverenin iş kazalarına karşı özel sigortası varsa, mağdur veya yakınları sigorta şirketine karşı da tazminat davası açabilir. Böylece zararın bir kısmı sigorta poliçesi kapsamında karşılanabilir.
İş kazası davası açarken çalışanların en çok merak ettiği konulardan biri, dava masraflarının kim tarafından karşılanacağıdır. Bu konuda sistem, mağdurun korunmasına öncelik tanır.
1. Başvuru ve Dosya Masrafları
İş kazası davaları “iş mahkemelerinde” görülür ve mağdur çalışanın ekonomik durumu dikkate alınır. Dava açmak için ödenmesi gereken harçlar, bazı durumlarda “adli yardım” kapsamında devlet tarafından karşılanabilir. Yani, gelir düzeyi düşük olan işçiler, mahkemeye başvurarak masraflardan muaf tutulabilirler.
2. Avukat Ücreti
İş kazası davaları genellikle vekalet ücreti karşılığı (yüzdeyle çalışan) avukatlar aracılığıyla yürütülür. Avukat, dava sonunda kazanılan tazminatın belirli bir oranını (%10 ila %20 arası) hizmet bedeli olarak alır. Dolayısıyla çalışan, dava sürecinde cebinden masraf yapmak zorunda kalmaz.
3. Bilirkişi ve Keşif Ücretleri
Mahkeme, olayın teknik yönlerini incelemek için bilirkişi atar veya olay yerinde keşif yapar. Bu masraflar genellikle dava sonunda kusurlu bulunan taraf tarafından ödenir. Eğer işveren tam kusurluysa, tüm yargılama giderleri onun üzerine bırakılır.
4. Yargılama Giderlerinin Dağılımı
Yargılama sonunda mahkeme, kimin ne kadar kusurlu olduğuna karar verir. Buna göre masrafların paylaşımı da belirlenir.
• İşveren tam kusurluysa: Tüm dava giderleri ve vekalet ücreti işveren tarafından ödenir.
• Kusur paylaşımlıysa: Masraflar oranlara göre bölüştürülür.
• Davacı haksız bulunursa: Mahkeme masrafları davacıya yükleyebilir.
5. Zaman Aşımı Süreleri
İş kazası davalarında tazminat talepleri için zaman aşımı süresi 10 yıldır. Ancak kazanın ölümle sonuçlanması durumunda, ceza davasının süresi daha uzunsa tazminat davası da o süre boyunca açılabilir. SGK’ya yapılacak bildirim içinse süre çok daha kısadır: kazadan sonra 3 iş günü içinde bildirim yapılmazsa, işveren cezai yaptırımlarla karşılaşır.
İş kazası bildirimi, sadece bir formalite değil; hem mağdurun hem de işverenin yasal haklarını güvence altına alan bir süreçtir. Kazanın ardından yapılacak doğru bildirim, sağlam delillerin toplanması ve zamanında dava açılması, çalışanın mağduriyetinin giderilmesi açısından büyük önem taşır.
Unutulmamalıdır ki, her iş kazası olayı farklı koşullar içerir. Bu nedenle mağdurların, sürecin hiçbir aşamasında hukuki destek almaktan çekinmemesi gerekir. Doğru hazırlanmış belgeler, zamanında yapılan bildirimler ve uzman desteğiyle yürütülen davalar, hem adaletin sağlanmasını hem de çalışan haklarının korunmasını mümkün kılar. İş kazası ile ilgili bir ön görüşme yapmak için web sitemizin iletişim bölümü üzerinden hukuk büromuza ulaşabilirsiniz.