Kesilen Faturaya İtiraz Süresinde İtiraz Edilmemesi Emsal Karar içeriğinin tamamına siteden erişebilir ve benzeri durumlarda hukuki destek almak için Avukat Ebru Ünsal´a danışabilirsiniz.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/09/2023
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/01/2024
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/02/2024
Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi´nin .... E. - .... K. sayılı dosyası üzerinden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize intikal eden dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalıya, icra takibine konu örnek 7 ödeme emri ve ekinde takibe konu faturanın tebliğ edildiğini, davalının yasal süresinde sadece takibe itiraz ettiğini, takip dayanağı faturaya itirazda bulunmadığını, dolayısıyla fatura münderecatını kabul ettiğini, müvekkili tarafından faturaya konu; araç kiralama işlemlerinin yapıldığını, gerçekleştirilen ticari alışveriş sonrasında, takip dayanağı olan faturaların düzenlendiğini, kesilen faturaya, davalı tarafından süresi içerisinde itiraz edilmediğini, borçlu tarafından iş bu faturada belirtilen araçların kiralandığını ve kesilen faturanın borçlu tarafından kabul edilmiş olmasına rağmen, yasal süresi içerisinde bu fatura münderecatına bir itiraz edilmediğini, davalı tarafından "ödeme emrinde belirtildiği şekilde ve miktarda borcum bulunmamaktadır." şeklindeki itiraz dahi irdelendiğinde, esasında borcum var ama ödemek istemiyorum şeklinde yorumlanmaya müsait olduğunu, davalının faturaya konu borcu tek kuruşunu dahi müvekkili ;"bugün, yarın ödeyeceğim." diyerek oyaladığını ve ödemediğini, bu nedenle, icra takibi yapıldığını, borca itiraz edilmiş olup borcun ödendiğini ya da olmadığını gösteren bir belge sunulmadığını, itirazın hukuki mesnetten yoksun olduğunu beyan ederek; davanın kabulü ile Antalya Genel İcra Dairesi´nin .... Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali,takibin devamı ve dava konusu alacağın %20´sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Mahkememizce davalıya tebligatlar yapılmış ancak henüz tebligat yapılmamış, taraf teşkili sağlanmamıştır. Burada, taraf teşkili sağlanmadan, görevsizlik nedeni ile usulden red kararı verilip verilmeyeceği akla gelebilir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/5065 esas, 2015/6407 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; HMK´nın 115/1 maddesi "Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar, dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler." hükmünü içermektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu´nun 20.12.2013 tarih, 4-2247 Esas, 1667 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, taraf teşkili yapılmadan, tensip ile birlikte dava şartı noksanlığından, davanın usulden reddedilmesinde HMK´nın 30. maddesine göre de bir isabetsizlik bulunmadığı kabul edilmiştir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 26.05.2015 tarih ve 2014/7272 E., 2015/3936 K. sayılı ilamında da, HMK´nın 30. ve 115/1. madde hükmü uyarınca, davanın her aşamasında, somut olayda henüz taraf teşkili yapılmadan da tensip aşamasında da HMK´nın 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu nedenle, usuli bir engel olmadığı kanaatiyle, mahkememizce görevsizlik yönünde usulden ret kararı ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın görevli Antalya Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, taraflardan birinin, H.M.K.´nun 20. maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceği, aksi takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına " şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, Yargıtay 20.Hukuk Dairesi´nin 2019/4135 Esas 2019/5640 Karar sayılı içtihatında görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olarak belirlendiğini, her iki tarafın da tacir olduğunu, somut olayın her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olduğunu, tacirlerin ticari işletmeleriyle ilgili davalarında özel nitelikli ve yeni tarihli kanun olan Türk Ticaret Kanununa göre; görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin .... E. .... K. ve 13.09.2023 tarihli görevsizlik kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmişir.
DELİLLER: Dava, icra takip dosyası, faturalar ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE: Dava, faturaya dayalı olarak başlatılan ilamsız takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı gerekçesiyle Sulh Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
6100 sayılı HMK´nın 355. maddesi gereğince; İstinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece resen nazara alınması gerekir. Ve görev hususu diğer dava şartlarından önce nazara alınmak durumundadır. Aksi halde görevsiz mahkemenin diğer dava şartlarını incelemesi ve değerlendirmesi ihtimali gündeme gelecek olup bu durumun HMK´nun ruhuna ve hukukun genel ilkelerine aykırı olacağı açıktır.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK´nun 4/1-a maddesinde, Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun´una göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler, hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, davaya ve takibe konu faturalarda araç kiralama bedeli yazıldığı, dosya kapsamından taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı,taraflar arasında kira ilişkisi olup olmadığının belli olmadığı açıktır. Özellikle araç kirasına ilişkin sözleşmelerde aracın operatörlü kiralanması, kira bedelinin çalışma saatine göre belirlenmesi vb durumlarda Yargıtay uygulamalarındaki süregelen kabule göre taraflar arasındaki ilişkinin kira ilişkisi olmayıp hizmet alımı olduğu, bu durumda faturaların dayanağı olan sözleşme incelenmeden, tarafların bu yönde beyanları alınmadan, eş söyleyişle uyuşmazlık aydınlatılmadan görevsizlik kararı verilmesi yerinde olmadığı belirtilmiştir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 25.01.2018 tarih, 2017/8678 esas - 2018/705 karar sayılı, aynı dairenin 2017/6250 Esas - 2019/2887 Karar sayılı, aynı dairenin 2017/7533 Esas - 2019/3707 Karar içtihatları bu doğrultudadır.
İlk derece mahkemesince taraf delilleri toplanmadığından faturaya konu araç kiralaması olup olmadığı,aracın davacıya ait olup olmadığı aracın operatör/şoför ile hizmet verip vermediği, yine operatör/şoför ve yardımcılarının iaşesinin kimin tarafından karşılandığı, ve yine davacı tarafından istihdam edilen personel tahsis edilerek, davalı şirketin iş sahasında çalıştırılıp çalıştırılmadığı,aracın tamamen davalının kullanımına terk edilip edilmediği belirlenemediğinden taraflar arasındaki uyuşmazlığı oluşturan hukuki ilişkinin kira sözleşmesi mi, hizmet sözleşmesi mi olduğu anlaşılamamaktadır. (Emsal: Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Esas No:2018/832 - Karar No: 2019/6992 nolu kararı)
Bununla birlikte davalı vekili tarafından istinaf dilekçesinde taraflar arasındaki ilişkiye ve faturanın dayanağı sözleşmeye ilişkin açık bir beyanda bulunulmadığı ancak istinaf dilekçesi ekinde Yargıtay 20. Hukuk Dairesi´nin 2019/4135 Esas 2019/5640 Karar sayılı taraflar arasında hizmet sözleşmesi bulunması durumunda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna dair içtihatın eklendiği görülmektedir.
Bu itibarla, davanın; şoförlü taşıma hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu tespit edildiği takdirde, sözleşme taraflarının tacir olması TTK m. 4 uyarınca davanın ticari dava olarak aynı kanunun 5. maddesi gereğince Ticaret Mahkemesinde bakılması gerekecektir.
Tacirler arası hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan her türlü davalara bakmakla görevli dairenin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi olduğu,gerçek kişiler arasındaki hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan her türlü davalara bakmakla görevli dairenin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi olduğu,kira sözleşmesinden kaynaklı davalara bakmakla görevli dairenin ise dairemiz olduğu belirlenmiştir.
Dava dilekçesi, dayanak fatura içeriği ve yerel mahkemenin değerlendirmesi dikkate alındığında dosyanın mevcut delil durumu itibariyle dairemizin görev alanında kalıp kalmadığı da anlaşılamamaktadır.
O halde, mahkemece HMK´nun 31. maddesi gereğince hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında davacıya dava dilekçesini açıklaması için süre verilmesi, davalı ile aralarında hizmet sözleşmesi bulunup bulunmadığı, taraflar arasında yalnızca araç kiralamanın mı söz konusu olduğu, aracın operatör/şoför ile hizmet verip vermediği, yine operatör/şoför ve yardımcılarının iaşesinin kimin tarafından karşılandığı, ve yine davacı tarafından istihdam edilen personel tahsis edilerek, davalı şirketin iş sahasında çalıştırılıp çalıştırılmadığı,aracın tamamen davalının kullanımına terk edilip edilmediği hususları açıkça belirlenmeli ondan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile mahkeme kararının HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun açıklanan nedenlerle KABULÜNE, Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi´nin .... E. - .... K. sayılı kararının HMK´nın 353/1-a.3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın kaldırma kararına uygun şekilde gereğinin yapılarak dava hakkında karar verilmesi için mahal mahkemesine geri gönderilmesine,
3-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatıran davalıya İADESİNE,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kesin nitelikte verilen kararımızın taraflara tebliğinin yerel mahkemece yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK´nın 362/1-c/g maddesi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 26/01/2024