0312 230 00 90
av.ebru.unsal@gmail.com

Kira Alacağının Tahsili ve İcra Takibi Yargıtay Kararı

Ünsal Hukuk Bürosu´nda Kira Alacağının Tahsili ve İcra Takibi Yargıtay Kararı detayları sizlere sunuldu. Bu içeriği web sitemizden hemen inceleyebilir ve merak ettikleriniz için Avukatlarımıza anında danışabilirsiniz.

3. Hukuk Dairesi         2021/6885 E.  ,  2021/10357 K.

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar; davalı tarafından kira alacağının tahsili istemi ile icra takibi başlatıldığını, davacılardan ..., ... ve ...´ın, ...´ın mirasçıları, davacılar ... ve ...´nun ise ...´nin mirasçıları olduğunu, davacıların murisleri olan ... ile ...´nin icra takibine konu iş yerinin eski kiracısı olduklarını, murislerinin 26/01/1993 tarihinde kiralananı dava dışı kişilere devrettiklerini, bu nedenle murislerinin kiracılık sıfatı kalmadığını ileri sürerek borçlu olmadıklarının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmişler; ıslah dilekçesinde ise 01/01/2003 tarihli sözleşmenin imzalanması ile ilk sözleşmenin feshedilmiş olduğunu, feshedilmiş sözleşmeye dayanılarak başlatılan takipte ancak 01/01/2003 tarihine kadar olan kira bedellerinin talep edilebileceğini, aylık kira bedeli miktarının davalı tarafından ispatlanması gerektiğini, 18/01/2005 tarihinden önceki kira bedellerinin zamanaşımına uğradığını bildirmişlerdir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davacıların iş yeri sözleşmesini feshetmedikleri ve kira bedellerini ödediklerini kanıtlayamadıkları gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacılar vekilinin temyizi üzerine, Dairece verilen 31/01/2017 tarihli ve 2017/290 Esas 2017/778 Karar sayılı kararla, “ ...Davalı kiraya veren tarafından 19/01/2010 tarihinde başlatılan icra takibinde, 01/03/2000 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesine dayanılarak 01/09/2000-18/01/2010 dönemi için 241.838TL kira alacağının tahsili talep edilmiştir. Takibe dayanak 01/03/2000 başlangıç tarihli kira sözleşmesini ..., l kiracı sıfatı ile imzalamışlardır. Aynı taşınmaz hakkında davalı kiraya veren ve kiracılar ..., ... ve ... arasında 01/01/2003 başlangıç tarihli, bir yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiği anlaşılmaktadır. 01/01/2003 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde ... kiracı olarak yer almadığına göre 01/01/2003 tarihinden sonraki kira borçlarından, yenilenen kira sözleşmesinde taraf olmayan ... mirasçılarının sorumlu tutulması doğru değildir. ... mirasçısı ... belirtilen şekilde mirasçı olarak yenilenen dönem kira borçlarından sorumlu değil ise de kiracı sıfatıyla sözleşmeye taraf olduğundan kira borçlarından kiracı sıfatı ile sorumluluğun devam ettiğinin gözetilmesi gerekmektedir. Öte yandan, 01/03/2000 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde aylık kira bedeli 150TL, 01/01/2003 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde ise aylık kira bedeli 672TL olarak belirlenmiş olup, sözleşmelerde belirli ve muayyen bir artış şartı bulunmamaktadır. Davaya dayanak olan takipte 01/09/2000-18/01/2010 dönemi için 241.838TL kira alacağının tahsili talep edilmiş ise de hangi dönem için ne kadar aylık kira bedeli istenildiği açıklanmamıştır. Bu nedenle mahkemece, öncelikle davalı kiraya verene bu konuda talebini açıklattırması, aylık kira bedelinin belirlenmesi yönünden taraf delillerinin toplanması, kira bedelleri tespit edildikten sonra davacıların sorumlu olduğu kira borcunun belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.” gerekçeleriyle bozulmuştur.

Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacılardan ... ve ...´ın, davalıya icra dosyasında 204.107,31TL yönünden borçlu olmadıklarının tespitine; davacılardan ..., ... ve ...´nun davasının reddine; şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

1)Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2)Mahkemece, her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Hukuk Genel Kurulunun 20/12/2013 tarihli ve 2013/23-131 E. 2013/1681 K. sayılı kararı).

Somut olayda; davaya dayanak 01/03/2000 başlangıç tarihli ve 01/01/2003 başlangıç tarihli kira sözleşmelerinin varlığına ilişkin, taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı kiraya veren tarafından 18/01/2010 tarihinde davacılar aleyhine başlatılan takipte 01/09/2000- 18/01/2010 kira dönemine ilişkin 241.838TL kira alacağının tahsilinin talep edildiği anlaşılmakta olup bozma kararı doğrultusunda kiraya veren tarafından takibe
dayanak bedelin, hangi dönem için ne kadar aylık kira bedeline dayandığına dair dosyaya sunulan 08/06/2021 tarihli dilekçede, kira bedellerinin yıldan yıla artırılarak ve gecikme zammı ile birlikte ana para 160.057,68TL ve 320.852,68TL işlemiş faizden oluştuğu bildirilmiştir.

Takibe dayanak 01/03/2000 başlangıç tarihli kira sözleşmesini ..., ... ve Y.... Dal tarafından; 01/01/2003 başlangıç tarihli kira sözleşmesini ise ..., ... ve ... tarafından kiracı olarak imzaladıkları; ...’nin 21/09/2008 tarihinde vefat ettiği, geriye mirasçı olarak ... ile ...’nun kaldığı; ...’ın 13/11/2002 tarihinde vefat ettiği, geriye mirasçı olarak ... Dal, ... ve ...’ın kaldığı; sözleşmelerde belirli ve muayyen bir artış şartı bulunmadığı tartışmasızdır.
Bozma kararı üzerine dosyaya kazandırılan 08/07/2019 tarihli raporda, bilirkişi tarafından sözleşmelerde artış hükmü bulunmadığı gözetilerek ilk sözleşme dönemi için aylık 150TL bedel ve sonraki dönemde imzalanan sözleşme için aylık 672TL bedel esas alınarak yapılan hesaplamada; 01/09/2000- 31/12/2002 dönemi için toplam 4.200TL’den ..., ..., ..., ... ve ... ...’in sorumlu oldukları; 01/01/2003- 18/01/2010 dönemi için toplam 57.120TL’den ..., ... ve ... ...’in sorumlu olduğu belirtilmiştir. Takibe konu kira tutarının ispatı kiraya verene aittir. Davalının tek yanlı kira oranı ve kira bedeli belirlemesine itibar edilemez. Davalı kiraya veren kira miktarını ispat edemediğine göre, sözleşmelerde kararlaştırılan kira bedelleri ve yine sözleşmede kira bedellerinin aydan aya peşin olarak ödeneceği de dikkate alınarak mahkemece, talep edilen kira bedeli ve icra takip tarihine kadar işleyen faiz toplamı üzerinden inceleme yapılarak kira borcunun belirlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ve eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 3.486 TL peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 3.544,30 TL peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK´nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK´nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

İlginizi Çekebilecek Diğer Blog Yazıları

Whatsapp