0312 230 00 90
av.ebru.unsal@gmail.com

Kira Bedelinin Ödemesini Aksatan Dava Yargıtay Kararı

Kira Bedelinin Ödemesini Aksatan Dava Yargıtay Kararını siteden inceleyebilir ve benzer hususlar için uzman avukatlarımıza web sitemizde yer alan whatsapp destek hattından erişebilirsiniz. Hasgül Hukuk Bürosu İstanbul ilinde uzman ceza avukatları ile hizmetlerini sürdürmektedir.

3. Hukuk Dairesi         2021/7006 E.  ,  2021/10832 K.

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulü ile takibin tahliye yönünden devamına, alacak ve tarafların tazminat taleplerinin reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; kiracısı olan davalı ile uzun yıllardır devam eden kira ilişkisinin yenilenen 15/04/2005 tarihli sözleşme ile devam ettiğini, ancak kira bedellerini ödemeyi aksatan davalının bu nedenle başlatmış olduğu takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptalini ve davalının icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.

Davalı; 1999 ila 2006 yılları arasındaki dönemde davacının kiracısı olduğunu, kira ilişkisinin sona erdirilmesi hususunda davacı ile anlaştığını, bu nedenle kiralananı 2006 yılı sonunda tahliye ederek davacıya teslim etiğini, davacı tarafından gönderilen ihtarnamede 2006 yılı Aralık ayından itibaren kira ödenmediğinin bildirildiğini, bu ihtarname ile 2006 yılı Aralık ayından önceki kira bedellerinin tahsil edildiğinin davacı tarafından da kabul edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarnamede kiranın 2006/12 dönemine kadar ödendiğinin bildirildiği, bu nedenle 2016/12 dönemine kadar kira bedellerinin ödenmiş olduğu, bilirkişi tarafından geriye kalan dönem için kira alacağının 6.211,42 TL, işlemiş faizin ise 332,95 TL olarak belirlendiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne ile davalının icra takibine yapmış olduğu itirazının kısmen iptaline dair verilen hüküm, davalı tarafın temyizi üzerine, Yargıtay (kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 20/11/2014 tarihli ve 2014/2873 Esas 2014/12743 Karar sayılı kararıyla; (...Davacı vekili, davacı ile davalı arasında düzenlenmiş ve imzası ikrar edilen veya aslı mevcut olan yazılı bir kira akdi sunamamış ve kira miktarını kesin delillerle kanıtlayamamıştır. Ne var ki dava dilekçesinde her türlü delile dayanmış olduğundan bunun içerisinde yemin delilinin de bulunduğunun kabulü gerekir. Mahkemece kira bedeli ile ilgili ispat yükü kendisine düşen davacı tarafa kira bedelini ve artış unsurunu kanıtlamak üzere davalıya yemin teklif etme hakkının hatırlatılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.

Davalı vekilinin kiralananın tahliye edildiği yönündeki savunmasına gelince; Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır. Anahtarın kiralayana teslimi, hukuki işlemin içerisinde yer alan bir maddi vakıa olmakla birlikte, sözleşmenin feshine yönelik bir hukuki sonuç doğurduğundan, bunun ne şekilde ispat edileceği hususu, yukarıda açıklandığı üzere yıllık kira bedelinin tutarı esas alınmak suretiyle, belirlenmelidir. Kiralayan anahtarı almaktan kaçınırsa, kiracının yapması gereken, mahkemeden bu yolda tevdi mahalli tayinini isteyip, tayin edilecek yere anahtarı teslim etmek ve durumu kiralayana bildirmektir. Kiracının kiralananı iade borcu, ancak bu şekilde, durumun kiralayana bildirildiği tarihte son bulur. Aksi takdirde, kiracının, kira parasını ödemek de dahil olmak üzere, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri devam eder. Davalı tarafından, taraflar arasında öncesinde var olan kira ilişkisinin 2006 yılı sonunda sona erdiği savunulmuş ise de anahtar teslimine ilişkin yazılı belge sunulamamıştır. Ancak davalı vekili cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmış olduğundan Mahkemece, tahliye tarihi ve anahtar teslimini yazılı belge ile kanıtlayamayan ve ispat yükü kendisine düşen davalı tarafa, tahliye tarihi hususunda davacıya yemin teklif etme haklarının hatırlatılması ve hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir...) gerekçesiyle bozulmuştur.

Bozmaya uyan mahkemece; davanın reddine dair verilen hüküm, davacı tarafın temyizi üzerine, Dairece verilen 17/06/2019 tarihli ve 2017/10215 E. 2019/5499 K. sayılı kararla; mahkemenin gerekçeli karar içeriğindeki dava ve cevap dilekçesinin eldeki davayla ilgisinin bulunmadığı, bu hâliyle dava ve cevap dilekçesi ile gerekçe ve hüküm kısımlarının çelişkili olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.

Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; uyulan bozma kararı gereğince davacı tarafından teklif edilen yeminin davalı tarafından eda edildiği, bu nedenle davacının kira bedelini ispat edemediği, yine uyulan bozma kararı gereğince yemin teklif etme hakkı hatırlatılan ve yemin metnini vermesi için kesin süre verilen davalının beyanda bulunmadığı, bu nedenle yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılan davalının taşınmazı 2006 yılının sonunda tahliye etmiş olduğu yönündeki savunmasını ispat edemediği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, icra takibinin tahliye yönünden devamına, alacak yönünden davanın reddine, tarafların tazminat taleplerinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.

1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, tarafların aşağıdaki bentlerin dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2) HMK´nın 26 ncı maddesinin birinci fıkrasında; “Hâkim, tarafların talep sonucuyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Davacı taraf dava dilekçesinde; sadece davalı aleyhine başlatmış olduğu takibe vaki itirazın iptalini ve davalının icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini talep etmiş, kiralananın tahliyesine ilişkin herhangi bir talepte bulunmamış olduğu hâlde, mahkemece talep dışına çıkılarak kiralananın tahliyesine ilişkin takibin devamına karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3) Somut olayda, davacı, yargılama sırasında davalıya kira bedelinin tespiti hususunda yemin teklif etmiş; yemini eda eden davalı kira sözleşmesinin aylık 50 TL kira bedeli ile başladığını belirtmiştir. Bu durumda, takibe konu edilen dönemde, kiralananın kira parasının aylık 50 TL olduğunun kabulü gerekir.
Hal böyle olunca mahkemece; 2006 yılına ait kira parasının ödendiği gerekçesiyle verilen ilk karar ile davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak gözetilerek, takibe konu edilen diğer aylara ilişkin kira alacağın gerekirse bilirkişi görüşüne başvurularak belirlenmesi ve ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile itirazın iptali talebinin tümden reddine karar verilmiş olması ve davacının talebi olmamasına rağmen tahliyeye karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün HUMK´nın 428 inci maddesi gereğince ikinci bentte açıklanan nedenlerle taraflar yararına, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK´nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK´nın 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

İlginizi Çekebilecek Diğer Blog Yazıları

Whatsapp