0312 230 00 90
av.ebru.unsal@gmail.com

Paydaşlararası Elatmanın Önlenmesi Ve Ecrimisil Yargıtay Kararı5.12.2023

Paydaşlararası Elatmanın Önlenmesi Ve Ecrimisil Yargıtay Kararı sitemizde siz değerli ziyaretçilerimize sunulmuştur. Hemen İnceleyin ve uzman avukatlarımızdan bilgi alın.

8. Hukuk Dairesi         2020/1616 E.  ,  2021/5610 K.

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Paydaşlararası Elatmanın Önlenmesi Ve Ecrimisil
İLK DERECE MAHKEMESİ : Manisa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Manisa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.04.2018 tarihli ve 2016/483 Esas, 2018/176 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun HMK´nin 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili; müvekkilinin murisi ... ...’nın 14.06.2011 tarihinde ölümü ile davalılarla birlikte Manisa ili, Yunusemre ilçesi 332, 249 ve 331 parsellerde paydaş haline geldiklerini, bu üç taşınmazın üzerinde yer alan tavuk çiftliği ve bağın, 14.06.2011 tarihinden bu yana, fiilen davalı ... ... ... tarafından işletilmekte olduğunu, kazancın tamamının ... ... ... ve diğer davalı ... ... ... tarafından paylaşıldığını, muris ... ...’nın ölümünden bugüne kadar müvekkile bir kısım ödemeler yapıldığını, ancak müvekkile yapılan ödemelerin, söz konusu taşınmazların büyüklüğü ve yapılan tarımsal (bağ ve tavuk üretim çiftliği) faaliyetlerin mahiyeti göz önünde bulundurulduğunda çok cüzi bir miktar olduğunu belirterek, müvekkilinin payına vaki el atmanın önlenmesine ve geriye dönük 5 yıllık ecrimisilin ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalılar vekili; 331 parselde tavuk kümesleri bulunduğunu, bu parselde bulunan kümesleri müvekkili İbrahim ... ...’nın 25.08.2009 tarihinden beri hem tapu hissedarı hem de diğer tapu hissedarlarının kiracısı olarak işlettiğini, müvekkili İbrahim’in kira bedeli olarak diğer tapu hissedarlarına ödemeler yaptığını, hiç kimsenin talebi olmamasına rağmen müvekkilinin senelik belli oranlarda kira artışı yaptığını, tapu hissedarları arasındaki yakın akrabalık ilişkisi nedeniyle bu kira ödemelerini genellikle elden ödediğini, bu ödemelere diğer tüm tapu hissedarlarının tanık olduğunu, 249 ve 332 sayılı parsellerde ise üzüm bağları bulunduğunu, buraları diğer müvekkili ...’nın işlettiğini, müvekkili ... tarafından işletilmesine diğer tüm hissedarların, 01.01.2012-31.12.2022 tarihleri arasında geçerli olmak üzere muvafakat verdiklerini, ...’nın da tıpkı diğer davalı ... gibi tüm hissedarlara kira ödediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece; davalı ...’nın, davacının kardeşi olduğu, davaya konu taşınmazları diğer davalı ile birlikte kullandığı, dinlenen davalı tanıklarının tamamının, taşınmazların davalılar tarafından kullanılmasına tüm ortakların izni olduğu ve her sene kira bedeli aldıklarını beyan ettikleri, yine tarafların kardeşleri ve taşınmazda davacı gibi muris babalarının ölümü nedeni ile payları bulunan tanık ... ve ...´nın; taşınmazların tüm mirasçılar tarafından kiraya verildiğini ve tüm hissedarların kira bedeli aldıklarını beyan ettikleri, davacının dava dilekçesi ile bir kısım ödemeler aldığını kabul ettiği, davalı ...’in de cevap dilekçesinde her sene arttırarak kira bedeli ödediğini belirttiği, yine davacının da aralarında bulunduğu tüm malik ve murislerin 23.02.2012 tarihinde taşınmazların davalı ... ... ... tarafından kullanılmasına yazılı muvafakat verdiği, dava tarihi olan 2016 yılının sonuna kadar kullanım konusunda uyuşmazlık çıkmadığı, bu nedenlerle davalıların taşınmazları kullanımlarının sözlü kira sözleşmesine dayandığı, kira bedellerinin ödenip ödenmediği hususunun çekişmeli olduğu, bu tür uyuşmazlıklarda Sulh Hukuk Mahkemesinde kira bedeli ve tahliye talep edilmesi gerektiği belirtilerek men’i müdahale ve ecrimisil davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir. Yapılan kanun yolu incelemesi sonucunda; İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince (2019/164 E, 2019/1863 K); İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm yine davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava; paydaşlar arası el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ve davalı ...’nın kardeş olduğu, diğer davalı ...’in ise amcaları olduğu, 249 parselde davacı ve davalı ...’nın iştirak halinde malik olduğu, 331 ve 332 parselde davacı ve davalı ... iştirak halinde, diğer davalı ... ile de müşterek mülkiyet halinde paydaş oldukları, kardeş olan davacı ve davalı ...’nın taşınmazlardaki paylarının, babalarının 14.06.2011 tarihinde ölümüyle intikal ettiği, 331 parsel üzerinde bulunan çiftlik binalarının davalı ..., 249 ve 332 parselde bulunan bağların ise davalı ... tarafından kullanıldıkları, 332 ve 249 parsellerin kullanımı ile ilgili davacı da dahil tüm paydaşları tarafından 23.02.2012 tarihinde imzalanan muvafakatname ile 31.12.2022’ye kadar davalı ...’ya izin verdikleri anlaşılmaktadır.

1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirmesine göre davacı vekilinin 331 parsele ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 249 ve 332 sayılı parseller bakımından yapılan temyiz itirazlarına gelince;
Somut olayda; dinlenen davalı tanıklarının; -özellikle taşınmazlarda paydaş olan davalı tanıklarının 331 parselde bulunan çiftliği İbrahim’in tüm paydaşlardan kiraladığı yönünde beyanda bulundukları göz önüne alındığında, davalı ... tarafından kendisi dışındaki paydaşlardan burayı kiralayarak kullandığına ilişkin savunmasının ispatlandığı, ancak diğer davalı ...’nın 249 ve 332 parselleri kiralayarak kullandığına ilişkin herhangi bir delil olmadığı, bu nedenle ...’nın, anılan parselleri davacının da aralarında bulunduğu tüm paydaşları tarafından 23.02.2012 tarihinde imzalanan ve 31.12.2022’ye kadar ...’ya kullanım izni veren muvafakatnameye göre kullandığı, bu doğrultuda davalı ...’nın dava tarihine kadar kullanımının haksız işgal oluşturmayacağı, Mahkemece ecrimisile hükmedilmemesi yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak eldeki davanın açılmasıyla; muvafakatnameyle davacı tarafından davalı ...’ya verilmiş olan kullanım izninin geri alındığının kabulü gerekeceği de ortadadır. Hal böyle olunca; Mahkemece, davacının el atma talebiyle ilgili olarak 249 ve 332 parseller açısından değerlendirme yapılması gerektiği, bu doğrultuda keşif yapılarak tapuda tarla olarak görünen anılan iki parselde davacının çekişmesiz olarak kullanabileceği yer bulunup bulunmadığının saptanması, eğer davacının çekişmesiz olarak kullanabileceği yer varsa el atma talebinin reddedilmesi, şayet yoksa davacının payına vaki el atmanın önlenmesi kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması ve istinaf talebinin esastan reddi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan (1) nolu bentte yazılı nedenlerle, davacı vekilinin 331 parsele yönelik temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle 249 ve 332 parsellerle ilgili davacı vekilinin ecrimisile yönelik temyiz itirazlarının reddine, el atmaya yönelik temyiz itirazlarının ise yerinde görüldüğünden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararının KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi hükmünün 6100 sayılı HMK´nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK´nin 373/1.maddesi gereği kararın bir örneğinin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi (1.) Hukuk Dairesine, dosyanın ise ilk derece mahkemesi Manisa 3. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 29.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

İlginizi Çekebilecek Diğer Makaleler

  • Trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniye maddi tazminat
    Trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniye maddi tazminat emsal kararını sitemizden inceleyin ve benzeri durumlarda auvkatlık desteği için avukatlarımıza danışın.
  • Ankara Araç Değer Kaybı Davası
    Araç değer kaybı, hasar alan ve bu hasar itibariyle onarım gören bir aracın, ikinci el piyasasındaki değerindeki azalmayı ifade eder. Kısacası, kaza geçiren ve hasara uğrayan araç, ne kadar iyi tamir edilmiş olursa olsun, değerinde mutlak
  • Araçta Arıza Sebebiyle Tazminat (Ayıplı Mal) Emsal Karar
    Araçta Arıza Sebebiyle Tazminat (Ayıplı Mal) Emsal Karar içeriğine Ünsal Hukuk web sitesinden hemen erişebilir ve bu alanda benzer olan tüm hususlar için profesyonel avukatlardan anında destek alablirsiniz.
Whatsapp