Senedin İptali ve Senet Yönünden Borçlu Olmamak Emsal Karar konusu içeren bu kararı siteden inceleyebilir ve benzeri durumlar için hukuki destek almak adına Avukatlarımıza danışabilirsiniz.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO:2022/540 Esas
KARAR NO :2024/1809
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:30/11/2021
NUMARASI :2019/505 E. - 2021/701 K.
DAVANIN KONUSU:Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:05/11/2024
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:DAVA DİLEKÇESİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalı şirket arasında sözlü olarak, davalı şirket ile ... ´in ticari ilişkilerinden dolayı mevcut ve muhtemel borçlarına ilişkin teminat verilmesi için anlaşıldığını, bu nedenle kendilerine teminat senedi verildiğini ve senede bu şekilde şerh düşüldüğünü, akabinde ...´in davalı ile ticari ilişkiyi kestiğini ve aralarında borç alacak ilişkisi kalmadığını, buna rağmen davalının senedi işleme koyduğunu belirterek senedin iptalini ve senet yönünden müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;yetki itirazında bulunduklarını, davacının senedin teminat senedi olduğunu ispat etmesi gerektiğini, senedin teminat senedi olduğu kabul edilse bile senet metninde adı geçen şirketinden müvekkillerinin alacağı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk Derece Mahkemesince; "Bu kapsamda dava dosyasının değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafından dava dışı ... adına davalı şirkete verilen senedin ön yüzünün alt kısmında: " ... adına borç olmadığı takdirde hükümsüzdür. Teminat için verildi." ibaresinin yer aldığı, lehine teminat verilen dava dışı ...´in lehine teminat verilen dava dışı ... Ltd. Şti.´nin kurucu ortağı olduğu ve dava konusu senedin düzenleme tarihi olan 08/10/2012 tarihinden sonra 17/01/2014 tarihinde limited şirket hisse devir sözleşmesi ile ortaklıktan ayrıldığı anlaşılmıştır. Senet ön yüzündeki senedin teminat senedi olduğuna ilişkin ayrıntılı şerh sebebiyle senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmayıp teminat senedi niteliğinde olduğu açık olmakla birlikte, teminat senedinin hükümsüzlüğü yani dava dışı ... Ltd.Şti.´nin davalıya borcu bulunup bulunmadığı yönünden yapılan bilirkişi incelemesi ile dava dışı ... Ltd. Şti.´nin davalı şirkete 30/09/2014 tarihi itibari ile 58.282,66 TL alacaklı olduğu ve bu miktar üzerinden de davalının dava dışı lehine teminat verilen ....Ltd Şti. aleyhine icra takibi yapıldığı dolayısı ile dava konusu teminat senedi nedeniyle dava dışı şirket ve şirket ortağı ... lehine teminat verilmiş ve dava dışı şirketin de yukarıda ayrıntılarına yer verilen ve dosya kapsamına göre denetime elverişli bulunan kök ve ek rapor uyarınca davalıya borçlu olduğu tespit edilmiş olduğundan davanın reddine, yargılama sırasında davacının ihtiyati tedbir talebi kabul edilip infaz edildiğinden İİK´nun 72/4 maddesi uyarınca senet bedeli olan 80.000,00-TL´nin %20´si oranında hesap olunan 16.000,00-TL tazminatın davacıdan alınarak davalı alacaklıya verilmesi"şeklindeki gerekçeleri ile;Davanın REDDİNE, şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı şirket arasında sözlü olarak 08.10.2012 tarihinde, davalı şirket ile ticari faaliyet içerisinde bulunan ...´in şahsi mevcut ve muhtemel borçlarına karşılık bir teminat verilmesi anlaşmasına varıldığını, anlaşma gereğince davalı şirkete müvekkil tarafından aynı tarihte 08.12.2018 tediye tarihli, 80.000,00.-TL´lik bir teminat senedi verildiğini, davalı şirket ile ticari faaliyette bulunan ...´in bir müddet daha bu faaliyetini devam ettirdiğini ve aralarındaki ticari ilişkiye son vererek alacak borç meselesini bitirdiklerini, ... ile daha sonra yaptıkları görüşmelerde müvekkile, davalı firmayla olan ticaretlerini bitirdiklerini ve aralarında herhangi bir alacak borç ilişkisinin kalmadığını, yapılan bilirkişi incelemesinde davalı ile dava konusu senette adına müvekkilce teminat verilen ...´in bir ticari ilişkisinin olmadığını taraflar arasında bir borç alacak bakiyesinin de bulunmadığını, ...´in şahsi borçlarına karşı davalı şirkete teminat senedi vermiş bulunduğunu, yerel mahkemenin hatalı tespit neticesinde karar verdiğini, bilirkişi raporu´nda ...´in dava dışı olan .... Şti´nin ortağı olduğunu tespit ettiğini, bu tespitte ise davalı şirket ile dava dışı şirket olan ...Ltd. Şti. arasında ki ticaretin 02.09.2013 tarihinde başladığını da ortaya koyduğunu, ...´in şahsı için verdiği teminat senedinin ise bu ticari ilişkiden yaklaşık 11 ay önce olduğu görüldüğünü, müvekkilce teminat senedi verildiği ,senedin düzenlendiği 08.10.2012 tarihinde ortada dava dışı olan .... Şti.´de bulunmadığını, şirketin 15/07/2013 tarihinde kurulduğunu bilirkişi raporunda dahi davalı ile dava dışı şirketin ticari ilişkisinin 02/09/2013 tarihinde başladığının tespit edildiğini, davalı tarafından müvekkile bankaca gönderilen ödeme ihbarnamesine müvekkil tarafından noter kanalı ile 02.11.2018 tarihinde bir ihtarname gönderildiğini, ihtarnamede de senedin teminat senedi olduğunu, ...in borcu olup olmadığını, varsa takip yapılıp yapılmadığı konusunda bilgi verilmesi istendiğini, müvekkilin senet karşılığında bir borcu olmadığını ve davalının elinde bulunan senedin protesto edilmeden bankadan alınarak tarafına iade edilmesi için 12.11.2018 tarihinde ikinci bir ihtarname çektiğini, bu ihtarnamede davalı tarafa 14.11.2018 tarihinde tebliğ olduğunu fakat davalı tarafça herhangi bir iade işlemi gerçekleştirilmediği, müvekkilinin ...´in borcu için teminat senedi verdiğini şirket için teminat senedi vermediğini, mahkemece hükmedilen %20 tazminatında yerinde olmadığını ... ile dava tarihinden tam altı yıl önce yapılan ticarete bağlı olarak ne kadar alacağı olup olmadığını açıklaması gerekenin davalı olduğunu, Kaldı ki müvekkilin taraflar arasındaki ticari ilişkinin tarafı olmadığı için alacak - borç ilişkisinin neticelerini de bilme ihtimali bulunmadığını belirterek istinaf incelemesi sonucunda bozularak kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNFA CEVAP DİLEKÇESİ:Davalı istinafa cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu senedin dava dışı ...´in ortağı olduğu ... isimli şirketin borçlarının ödenmemesine karşılık olarak verildiğini,... isimli şirketin, müvekkile olan borcu bilirkişiler tarafından da tespit edildiğini, davacı kendi müvekkili (...) ile davalı şirket (...) arasında sözlü olarak yapılan bir anlaşma olduğunu ve davalı şirketin ... ile ticari faaliyette bulunduğunu, onun borçlarına karşılık teminat olarak senet verildiğini, bir süre müvekkil şirket ile dava dışı ...´in ticari ilişkisinin devam ettiğini, daha sonra alacak borç meselesini bitirdiklerini, kendilerine ...´in borcunun kalmadığı yönünde bilgi verdiğini, davacı taraf, mahkeme gerek müvekkil şirketin ... isimli kişi ile şahıs olarak ticaret kaptığını gerekse bu ilişkiden doğan borçları kapandığını ispat edemediğini, müvekkil .... Şti. hal´de sebze ve meyve ticari yapan bir firma olduğunu, bilirkişi raporlarında ticari defterlerin incelendiğini, ... ile hiçbir ticari ilişkisi olmadığını, müvekkilin ticaret yaptığı şirket, çeşitli nevilerde kurulan "..." isimli bir firma olduğunu, davacı tarafın ispatlaması gereken ... ile müvekkil şirketin arasında bir ticari ilişki olduğu ve bu ticari ilişki sonucunda borcunu ödemiş olduğunu dava konusu senet, ...´ın müvekkile olan borcu için verildiğini, ...´in şahsi borcu için verildiği hususu gerçek olmadığını, ve yargılama sırasında ispat edilemediğini, ... isimli şirket müvekkile olan borcunu ödemediğini, davacı vekilinin, senedin düzenlenme tarihi olan 08.10.2012 tarihinde ... .. Ltd. Şti.´nin var olmadığı, dolayısıyla ortada ticaret yokken teminat verilemeyeceğini, bu durumun da senedin ...´in borcuna karşılık verildiğini ispat ettiğini ileri sürdüğünü, müvekkilin sattığı malları alıp ücretlerini de ödenmediğini, davacı vekilinin müvekkilinin başlamamış bir ticaret ve ortada borç yokken teminat vermesinin de hukuken mümkün olmadığını, davacı, 2012 yılında kendi hür iradesi ile ... isimli kişinin ortağı olduğu şirketin borçlarına ve gelecekte oluşacak borçlarına karşılık 2018 vade tarihli senedi isteyerek müvekkil şirkete verdiğini, davacı, senedi verirken 6 yıl sonrası için verdiğini ve senedin hukuki statüsünü biliyor olması gerektiğini, davacının senedi kendisinin imzalayıp verdiğini açıkça beyan ettiğini, davacı tarafın İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi´nin 2019/505 E. VE 2021/701 K. sayılı ve 30.11.2021 tarihli kararın onanmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu´nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davanın konusu İİK 72 maddeye göre açılan menfi tespit davasıdır. Davacı tarafından 08/10/2012 keşide tarihli 08/12/2018 vade tarihli, 80.000,00 TL bedelli, keşidecisi davacı ..., lehtarının davalı ... Ltd. Şti. Olan senedin dava dışı ...´in borcuna istinaden teminat amaçlı verildiğini ileri sürmektedir.Senedin ön yüzünün alt kısmında: " ... adına borç olmadığı takdirde hükümsüzdür. Teminat için verildi." cümlesinin yazılı olduğu görülmüştür.Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve 09/11/2020 tarihli bilirkişi raporun da özetle: " Dava dışı... Şirketinin 15 07 2013 tarihinde kurulduğu, Şirket kumcu ortaklarından olan ...’in 17.01 2014 tarih ve 2060 sayı ile tasdikli limited şirket hisse devir sözleşmesi ile ortaklıktan ayrıldığı ve 15/07/2013 tarihinde başlayan Şirket Müdürlüğü görevinin 20.01.2014 tarihinde sona erdiği, Davalı ....Şti nin incelenen ticari defterlerinde dava dışı ... ile ticari ilişki olduğuna dair bir kayıt olmadığı, bu nedenle dava dışı ... ile davalı .... Ltd.Şti. arasında bir borç/alacak bakiyesinin de bulunmadığı, Davalı ... Lld.Şti .nin incelenen ticari defterlerinde, dava dışı ... Şirketine 02.09.2013 tarihinden itibaren ana faaliyet konusunda (meyve-sebze) ürün satışı yapmaya başladığı, 31.12.2013 tarih itibarı ile bu satışlardan dolayı davalı şirketin ..., Ltd,Şti.´ndcn 17.539,55 TL alacaklı olduğu, ...’in ortaklıkları ayrıldığı 20.01,2014 tarihinde 5.246,24 TL alacaklı olduğu, Mahkemenin 18.06.2020 günlü (3) no.lu ara kararında ...´in ortaklığının sona erdiği belirtilen 30.01.2014 tarihinde 14.874,23 TL alacaklı olduğu, son işlem tarihi olan 30.09.2014 tarihi itibariyle ise 58.282,66 TL alacaklı olduğu,... sayılı dosyasında 19.12.2014 tarihinde davalı şirket tarafından dava dışı .... Ştı. aleyhine başlatılan ilamsız takipte, 58.282,66 TL tutarındaki asıl alacağın tahsilinin talep edildiği, " belirtilmiştir. EK raporda özetle: "...davalı tarafından 2011 yılı defter ve kayıtlar ile 2012 yılı Defter-i Kebir´in davalı tarafından ibraz edilmediği mevcut kayıtlar üzerinden yapılan inceleme neticesinde yeni bir tespit yapılamadığından kök rapordan farklı bir sonuca ulaşılamadığı...." belirtilmiştir..... sayılı dosyada davalı tarafından dava dışı... Ltd. aleyhine 58.282,66 TL´ nin tahsili amacı ile 19/12/2014 tarihinde ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi´nin 2018/1148 Esas sayılı dosyasında mahkemece 28/11/2018 tarihli tensip 12 nolu ara karar ile; -Davacı tarafın dava dilekçesinde belirtilen tedbir talebinin İ.İ.K 72 maddesi uyarınca kabulü ile 08/10/2012 düzenlenme 08/12/2018 tediye tarihli 80.000,00 TL bedelli senet üzerinden %15 teminat yatırıldığında ödemeden men kararı verilmesine ve icraya konulmasının önlenmesine şeklinde ihtiyati tedbir kararı verildiği ve ihtiyati tedbirin infaz edildiği anlaşılmıştır.Mahkemenin gerekçesinde, davaya konu senedin ön yüzünde teminat senedi olduğunun yazıldığı, lehine teminat verilen dava dışı ...´in ... ...Ltd. Şti.´nin kurucu ortağı olduğu, dava dışı ... ... Ltd.Şti.´nin davalıya borcu bulunup bulunmadığı yönünden yapılan bilirkişi incelemesi ile dava dışı ... Ltd. Şti.´nin davalı şirkete 30/09/2014 tarihi itibari ile 58.282,66 TLborçlu olduğu ve bu miktar üzerinden de davalının dava dışı lehine teminat verilen ....Ltd Şti. aleyhine icra takibi başlatıldığı bu nedenle davanın reddi ile senet bedeli toplamı üzerinden %20 kötüniyet tazminatına hükmedildiği açıklanmıştır.6102 Sayılı TTK 776/b bendinde, bono veya emre yazılı senedin "kayıtsız ve şartsız belli bir bedeli ödemek vaadini" içermesi gerektiği düzenlenmiştir. Yerleşik Yargıtay kararlarında da, senedin teminat senedi olduğunun bunu ileri süren tarafça yazılı delillerle kanıtlanması gerektiği, senet üzerindeki teminat içindir vb ibarelerin (doktrinde mücerret teminat kaydı denilmektedir) yeterli olmadığı, hangi ilişkinin teminatı olduğunun senet üzerinde yada ayrı bir yazılı belgede belirtilmedikçe sadece senedin teminat için verildiğine dair ibarenin senedin kayıtsız şartsız belli bir bedelin ödenmesi vaadini etkilemeyeceğinden, senedin geçersizliği sonucunu doğurmayacaktır. Senedin teminat senedi olduğunun anlaşılması halinde ise, teminat altına alınan hususun gerçekleşmesi halinde senet takip konusu yapılabileceğinden, senedin teminat fonksiyonunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti gerekecektir. Somut olayda senedin ön yüzünün alt kısmında: " ... adına borç olmadığı takdirde hükümsüzdür. Teminat için verildi." cümlesinin yazılı olduğu görülmüşse de, hangi ilişkinin teminatı olduğunun açıkça anlaşılamadığı, davacının ...´in şahsi borcuna karşılık teminat olmak üzere verildiğini, ...´in borcunun bulunmadığını, senedin iadesi gerektiğini, davalının ise ...´in şirketi ...´ın borçları için verildiğini ileri sürdüğü anlaşılmıştır.Senet üzerindeki ibareden ...´in mi ..´ın mı borcunun ve hangi ilişkiden doğan borcunun teminatı olarak verildiğinin açıkça yazılı olmadığı, davacının senedin dava dışı ...´in şahsi borçları için teminat olarak verildiğine yönelik iddiasını ispatlayamadığı gibi mahkemece, davalı savunmasının kabul edierek, dava dışı ...´in yetkilisi olduğu ... şirketinin defterleri incelenerek sonuca gidilmesi de doğru olmamıştır.Somut olayda bono üzerindeki kaydın, senedin teminat senedi olduğunu ispat yönünden yeterli olmadığı, senetteki kayıtsız şartsız belli bir bedeli ödemek vaadini ortadan kaldırmadığı, taraflar arasında ayrı bir sözleşme de bulunmadığından, davacının borçlu bulunmadığını ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.Tüm bu nedenlerle davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b/2 maddesi gereğince KISMEN kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, düzeltilmiş gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜ ile,2-İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/11/2021 tarih, 2019/505 E. 2021/701K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK´nın 353/1-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında düzeltilmiş gerekçe ile hüküm kurulmasına,3-Davanın REDDİNE,3/a-Yargılama sırasında dava konusu senet hakkında ihtiyati tedbir kararı verildiği ve infaz edildiğinden senet bedeli olan 80.000,00-TL´nin %20´si oranında hesap olunan 16.000,00-TL. Kötü niyet tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,4-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;4/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 427,60 TL karar harcından peşin alınan 1.366,20 TL´den mahsubu ile; fazlaya ilişkin olan 938,60 TL harcı talebi ve isteği halinde davacı tarafa iadesine, 4/b-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerini üzerinde bırakılmasına, 4/c-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan, 25,00 posta giderinin, davanın red edilmiş, olması sebebiyle davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 4/ç-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 30.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;5/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,5/b-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 144,10 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 364,8?0 TL´nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,5/c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6-6100 Sayılı HMK´nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,6100 Sayılı HMK´nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK´nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 05/11/2024